Nasret Al Bader'in Hikayesi
Irak'ın İşgali sırasında Saddam tarafından alıkoyulan "beatmaker" Nasret Al Bader'in ilginç hikayesini derledik.
MÜZIK KÜLTÜR
11/24/20253 min read


Saddam'ın Müzisyeni: Nasret Al Bader
11 Eylül’den sonra artık ABD’nin Irak’a gireceği kesinleşmişti.
Bunu farkında olan sadece Saddam da değildi...
Çoğu sanatçı bu durumu anlamış ve ülkesini terk etmişti.
Bir tanesi hariç... O isim tahmin edeceğiniz gibi Nasret Al Bader.
Nasrat o zamanlar Bağdat Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde yeni mezun olmuştu.
Mezun olduktan sonra böyle bir kariyeri olacağını kimse hayal etmemiştir herhalde.
Ülkede sanatçı kıtlığı yaşandığı için Arap Sosyalist Baas Partisi (Saddam'ın partisi) bir onu buluyor ve kafasına silahı dayıyor.
O zaman Nasrat anlıyor ki; ya Saddam’ın Beatmaker’ı olacak ya da ölecek.
Bu alıkoyulma olayı için Nasrat El Bader:
“Sorun şu ki, Saddam Hüseyin’in Amerikanlara karşı ulusal orduyu ve halkı savaşmaya teşvik etmek için propaganda kliplerine ve savaş marşlarına ihtiyacı vardı. Ama istihbaratı nitelikli bir ses mühendisi, besteci ya da beatmaker bulamıyordu.” diyor.
Anlayacağınız genç ve tecrübesiz olsa da Saddam ona muhtaç kalıyor.
Bağdat bombalanırken Nasrat ve ekip arkadaşları Saddam'ın sarayının karşısındaki stüdyoda, askerlerin gözetiminde Saddam için propaganda şarkıları bestelemeye başlıyor.
Fakat bu bu stresin üstüne bir de istenilen şarkı sayısının çokluğu geliyor...
Al-Bader’in çok kısa sürede yaklaşık 100 şarkıyı bestelemesi ve videolar için hazır hale getirmesi gerekiyordu...
(Bu şarkılar Saddam ve siyasi ekibinin konuşma videolarının arkasına koyulmak için yapılıyordu.)
Nasrat ve ekibi bu zor işin altından kalksa da bombalar yağmaya devam ediyor ve Saddam savaşı kaybediyordu.
Nasrat bu stresle boğuşmak durmadan içki içtiğini ve o dönem alkolik olduğunu söylüyor.
Yaklaşık bir ay sonra Saddam kaçınca Nasrat kurtulduğunu sanıyor ama öyle olmadığını kısa sürede anlıyor.
1 ay sonra ilk kez dışarı çıkınca bir şehrin yok olduğunu ve hasarın büyüklüğünü o zaman gördüğünü söylüyor.
Musul’a sığınmış ailesine ulaşamaya çalışsa da ulaşamıyor. Çünkü; ulaşım kısıtlı ve yeni bir düzen kuruluyor. Olmayınca tek bildiği yer olan stüdyoya geri dönmek zorunda kalıyor.
Ama stüdyoya döndüğünde bu sefer farklı bir sürprizle karşılaşıyor...
Saddam’ın askerleri bölgeden çekilince Bağdat, Şii İslamcı Moqtada el-Sadr’a bağlı milis güçlere kalıyor.
Nasrat, bu sefer de onlar için beste yapmak zorunda kalıyor.
“Daha önce, Saddam Hüseyin döneminde şarkıcıların bir kıyafeti, kravatı ve düzgün saçları vardı. Ama rejimden sonra başka tarz şarkıcılar ortaya çıktı: Dindar adamlar. Irak müziğine müdahale etmek ve başka bir propaganda biçimi yaratmak istiyorlardı. Benden iki İslami melodi bestelememi istediler.”
Bir ay önce Saddam için beste yapan Nasrat bu sefer Saddam’a karşı beste yapmaya başlıyor.
İşin zor kısmı bu islamcı askerler içki içmesine de izin vermiyor. Nasra bu sebeple çok zorlandığını anlatıyor.
Bu süreç yaklaşık 7 ay sürüyor..
Nasrat bu yorucu süreçten sonra Şam’a gidiyor ve orada hem ABD hem de o dönemki rejimi eleştiren şarkılar yayınlamaya başladı ve halkın sesi olarak ünlendi.
Hatta bu şarkılar yüzünden Amerikalıların destekleyerek iktidara getirdiği Şii lider Nuri el-Maliki, şarkıcıyı kara listeye alıyor.
2008’de, il meclisi seçimlerinden hemen önce siyasi çıkarlar nedeniyle rejim karar değiştirip Nasrat’a ulaşıyor. Onun tecrübesinden yararlanmak istiyor.
“Bir gün Nuri el-Maliki beni bizzat aradı ve geri dönmemi istedi. Beni kara listeden sileceğine ve bana dört milyon dolar vereceğine söz verdi. Karşılığında Iraklı sürgünlere geri dönmelerini söyleyen bir şarkı yazmam gerekiyordu.”
Şarkıcı, bunun bir tuzak olabileceği ihtimalini düşünse de geri dönme riskini alıyor.
Çünkü; sürgündekilerin geri dönmesinin ülkesi için iyi olacağını düşünüyor.
Irak’a geldiğinde sürekli siyasi partiler tarafından ziyaret ediliyor, kampanyalara katılması isteniyor.
Al-Bader ise haklı olarak hiçbir partiye yüz vermiyor. Söz verdiği gibi şarkısını hazırlıyor..
Terörün sona ermesini ve Irak’ın güzelliğine yaraşır bir hükümet kurulmasını istiyor.
Bilindiği kadarıyla Nasrat Al-Bader halen Irak’ta yaşıyor.
Stüdyosunda siyasetten uzak kalabildiği kadar kalıp bir yandan üretimine devam ederken bir yandan da yeni yetenekler keşfetmeye çalışıyor.